Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in saldırılarının katliama dönüştüğünü belirterek, “Toplu cezalandırmanın, insan haklarına ve insan hayatına yönelik bu saldırıların hiçbir mazereti olamaz. Sivil can kayıplarını tereddütsüz kınıyoruz.” söz konusu.
Bakan Fidan, Mısır’ın başkenti Kahire’de düzenlenen ve Gazze’deki gelişmelerin ele alındığı “Kahire Barış Zirvesi”nde katılımcılara seslendi.
Fidan, İsrail’in saldırılarının katliama dönüştüğünü belirterek, şöyle konuştu:
“Toplu cezalandırmanın, insan haklarına ve insan hayatına yönelik bu saldırıların hiçbir mazereti olamaz. Sivillerin can kayıplarını tereddütsüz kınıyoruz. Uluslararası toplum, onların davranışlarının ve verdikleri mesajların ne kadar kritik olduğunun farkında olmalıdır. İsrail’in geçici zaferi olarak adlandırılan zaferin tarih boyunca uzun vadeli etkileri olacaktır.” “Bunun barışa yol açmadığını, geçmişte olduğu gibi bir daha olmayacağını anlamalı. Kendisine yönelik saldırıları, Filistinlilere yönelik korkunç öfkeyi ifade etmek için açık çek olarak görmemeli. Hastanelere ve sivillere yönelik saldırılar derhal durdurulmalı.”
İsrail’e verilen sonsuz destek ve gerçekçi olmayan planların Filistinlilerin göz ardı edilmesine yol açtığını belirten Fidan, bu tür hataların devam etmesinin mevcut uluslararası toplumun temel sorunlara çözüm üretemediğini gösterdiğinin açık olduğunu, bunun yalnızca zayıflama anlamına geleceğini söyledi. evrensel değer ve gerçekleri çarpıtıp çarpıtmaktır.
Fidan, “İsrail bu sistemsel kusurlardan istifade etti. İslami, Hristiyan ve dini mekanlar arasında eşitliği korurken hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de sivillere karşı hatalar yapıyor. Yasa dışı yerleşim yerleri inşa ediyor.” dedi.
Adil ve sürdürülebilir bir barışta önemli bir yol ayrımına gelindiğini belirten Fidan, doğru adımların atılması gerektiğini vurguladı.
Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye’nin saldırıların derhal durdurulması ve Gazze’ye insani yardımların koşulsuz ulaştırılması çağrısında bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
“İki devletli çözümle sonuçlanacak müzakerelerin ve sürecin bir an önce canlanmasını istiyoruz. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan, egemen, bağımsız ve coğrafi olarak bütünleşmiş bir Filistin, yalnızca barıştan yana değildir. Kural budur. Hem bölgesel hem de uluslararası istikrar açısından. Tabii bunlar yeterli değil. Anlaşmanın ötesine geçip bu vizyon için somut adımlar atmamız gerekiyor. Bu zamanındaki tepeye ev sahipliği yaptığı için Mısır’a teşekkür etmek istiyorum.”
(Bitti)
